31.08.2011

unutulmayanlar

Haydi eski sevgili olaylarına girelim. Olur ya insan unutamaz bazı şeyleri, bazı detayları. Böyle hatırladıkça iç geçirir, yaşadıklarının aslında ne kadar güzel, mutlu şeyler olduğunu fark eder. Onları yaşatan anılar vardır işte. İnsan yaşarken bilmez zaten, gayet sıradan işler yaparsın ama aradan zaman geçince en basit şeyleri bile hatırladığında fark edersin onların büyüklüğünü.


Böyle romantik bir giriş yaptım ama öyle romantik anılar değil pek bunlar. Mesela ben bu sevgilinin evinde kaldım birkaç gün. Sabah erkenden kalktık, gidecektim. Bi baktım vouuu bildiğin regl olmuşum. Nasıl kötü oldum zaten yola çıkıcam şansa bak. Tabi o zaman o kadar rahat da değildim bu konularda, biraz utanıyordum ama ped med yok bende hazırlıksız yakalandım, daha zamanı değildi çünkü. Neyse gittim markete aldım geldim, buna da söyledim mecburen durumu. Bendeki de kafa o kadar evinde kalıyorsun da buna mı utanıyorsun..
Sevgili öğrenince durumu şunu demez mi
-aşkım daha erken değil mi?
hönk!!!!!
Yok artık, neredeyse benden iyi bilecek zamanını. Erken olduğunu bile biliyor. Ya nasıl hissettim o an hatılamıyorum ama sonraları öyle hoşuma gitti ki nasıl da ilgileniyor benle diye. Resmen aşkım 2 katına çıktı. Yani siz siz olun kız arkadaşınızın adet dönemini ezberleyin not edin bişey yapın, zamanı gelince de "aşkımm regl olursun bu günlerde dikkat et kendine" falan dediniz mi tamamdır, kız ölür geberir sizin için.
Sonra kalkıp tostlarımızı kendi yapmıştı ben fenayım diye. ahh ah.

...............

Oturmuş yemek yiyoruz. Onun arkadaşı ve arkadaşının sevgilisi de var. 4ümüz serildik tıkınıyoruz. Benimki bilir hep benim az yemek yediğimi. Aslında az yemem de onun yanında yiyemem hiç duygu patlaması yaşayınca sindirim sistemim yavaşlıyor (biyolojik gerçek bu). Ben yine birazcık yedikten sonra doydum deyip çekildim. Benimkinin arkadaşının manitası dedi,

-Ne kadar yedin daha da doydun?
Benimkinden gelen cevap:
-7 kaşık.

Öyle kaldım yemin ederim. Nasıl hoşuma gitti. Arkadaşları olmasa yiyip bitirirdim orda. Ne kadar yediğimi izlemiş, saymış bir de. Tabii bir de kız sevgilisine "yaa bak insanlar sevgilisiyle ne kadar ilgileniyor" deyince ben daha da bir hoş oldum.

Daha bir ton var böyle detaylar, o zamanları yaşarken fark etmemiştim aradan zaman geçince, ayrılınca, onu kaybedince bunları hatırlayıp gözlerimin dolacağını. Bilsem herhalde o arkadaşları ordan kovar her saniyemi onunla baş başa geçirirdim. Kimseyle paylaşmazdım onunla olan vaktimi.
Böyle ilgi, şefkat göstermesi bir sevgilinin diğerine, hayata tat katan şeylermiş meğer. İnsan hatırlıyor, özlüyor.

radyo tutkusu

Eskiden her derdim keşke radyo televizyon okusam diye ama olmadı. Üniversiteye başlayınca açıköğretimden gireyim dedim o iş de yattı lan ne alaka benim bölümle diyerekten. Ama hep kalmıştır içimde şu radyo işi. İnsan ev alınca içine neler koyacağını hayal eder ya, ben de kocaman bir radyo olup evimin en güzel köşesine koymak istiyorum. Ruh halime göre bir istasyon açıp balkonuma oturup serin serin manzara eşliğinde sevgilimle öpüşmek istiyorum.




Bir de her ne kadar kral tvde aşk ilanı yapmak düzeyinde olsa da bir gün (umarım o gün çabuk gelir) sevgilime "aşşkımmm şu kanalı aç çabuk çabuk" deyip radyodan aşk ilanı yapmak istiyorum. O kadar seveceğim biri çıkarsa karşıma bu malozluğu yapacağım cidden. Ne var yani klişe ama bence böyle klişe şeyler tat katar ilişkiye. Güzel de bir anı olur. Evet hemen bir radyo ve aşka ihtiyacım var.

ilk öpüşmenin veremediği o güzel duygu

Bu konularda ilklerin yeri bir başkadır denilse de yok, bende yeri falan yok bazı ilklerin. Kabul etmek gerekir ki tüm fiziksel yakınlaşmalarda olması gereken en önemli şey duygudur. Erkekleri bilmem de bizim için öyle olduğu kesin.

İlk sevgilimle öpüşürken bende zerre duygu uyandırmamışı ne yazık ki. Tabii ben buna ilk kez öpüşeceğimi söylememiştim, utanmıştım. Çocuk da böyle çok yakışıklı, sosyal, her ortama uyan, dibimin düştüğü biriydi. Gittik güzel bir sahil kenarına, oturduk. Yakınlaşmalar falan derken öpüşmeye başladık. Ben kendi kendimi havaya sokmaya çalışıyorum ovv may gadd öpüyor ehi falan diye düşünüyorum. Ama yok, olmuyor. Bana bir garip geldi tabi. Ya alaam öpüşmek dedikleri bu muydu? Öyk bu ne be. Böyle düşünceler geçiyor kafamdan. Ya acaba aseksüel falan mıyım diye bile düşündüm. Yine de pes etmemiştim ama çok güzelmiş gibi davranırsam belki güzel olur desem de olmadı. Öyle kötü bir deneyim olarak kaldı bende. Çocukla da bir kaç gün sonra yolları ayırdık zaten.

Ben iyice paranoyaklaştım bundan sonra. Ya millet nasıl şehvetle öpüşüyor bende mi sorun falan diye kafayı yiyorum. Sonra uzun bir süre sevgilim de olmadı. İyice soğumuştum zaten ben de, lisedeki tüm çocuklar züppeydi.
Derken ben benim melekle tanıştım. Cidden melekti ama nasıl ruhumu okşuyordu. Sevgili olduktan sonra bile 1 ayımız konuşmakla geçti. Sonra geldi çattı o gün. Buluştuk. Ben yine korkuyorum ya hoşuma gitmezse diye ama kalbim çarpıyor bu sefer, bakışları bile içimi hoş etmeye yetiyor. Öbür hayvan gibi de daha ilk fırsatta girişmedi dudaklara zaten, uygun zamanı bekledi. Biz öpüşmeye başlayınca tamam dedim, oh hayatın anlamını keşfettim sonunda. Sorun bende değilmiş yehhuu. Daha güzel bir şey olamazdı herhalde o an. Eski sevgiliye de kafamda iyice aşağıladım beceriksiz diye. Tip mip tamam da resmen bok gibi öpüşüyormuş meğersem.

Öpüşmek deyince tamam dudaklar birbirine değiyor, ilk kime değiyorsa ondadır olay gibi gözükse de, sana o duyguyu yaşatandadır asıl olay bence. Böyle bozuk bir cümleyle de yazıma son veriyorum.